Süt Sığırlarında Beslenme ve Yemleme Hatalarına Dayalı Mastitis (Meme İltihabı)
Kuru dönem ve laktasyonun ilk döneminde görülen ketosiz ve yemleme pratiğindeki hatalar dolaylı olarak mastitise (meme iltihabı) ve döl tutmama gibi sorunlara yol açarak önemli ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu hataların azaltılması, mastititis ve döl tutmama gibi sorunların görülme sıklığını oldukça azaltacaktır.
MASTİTİSE NEDEN OLAN BESLENME VE YEMLEME HATALARI
Negatif Enerji Dengesi (Ketosiz):
Kuru dönemin son haftalarında ve laktasyonun ilk aylarında (0-80 gün) süt sığırlarının enerji ihtiyacında önemli artışlar meydana gelir. Ancak yüksek süt verimli sığırların ihtiyaç duyduğu enerjinin tamamı dışarıdan yemlerle karşılanması mümkün değildir. Bu durumda, süt sığırlarında Negatif Enerji Dengesi adı verilen bir enerji açığı ortaya çıkmaktadır. Negatif enerji dengesindeki süt sığırları, yemlerle karşılayamadığı enerjiyi gebelik döneminde vücudunda depoladığı yağları yakarak karşılamaya çalışır. Ancak yağların hızlı yakılması Ketosiz adı verilen metabolik bir soruna yol açar. Ketosiz, bağışıklık sisteminin bozulmasına ve hayvanın diğer sağlık sorunlarına açık hale gelmesine neden olur. Bağışıklık direnci düşük olan hayvanların memeleri, dış ortamdan (altlık, toprak, sağım başlığı aracılığıyla) meme içerisine girerek enfeksiyon yapan bakterilere karşı savunmasız hale gelir. Bu tür hayvanlarda meme sağlığı bozulur ve mastitis şekillenir.
İşkembe Laktik Asidozu:
- Sağım durağındaki hayvanlara açken bir defada yüksek miktarda kesif yem verilmesi (ülkemizde yapılan en büyük hatalardan biridir),
- Yeni kesif yemlere ani veya gereğinden hızlı geçiş
- Rasyonda nişastaca zengin yemlerin (kesif yem, flake veya ezme) rasyondaki oranının artırılması
Yukarıdaki nedenlerden ötürü süt sığırlarında işkembe laktik asidozu ortaya çıkabilmektedir. İşkembe içerisindeki hızlı nişasta sindirimi işkembe asitliğinin artmasına neden olmaktadır. Asitliğin aşırı artması, işkembe içerisindeki bazı bakterilerin ölerek toksin (lipopolisakkaritler) üretmelerine yol açabilmektedir. Bu toksinler sindirim sisteminden geçerek meme bezlerine kadar gidebilmekte ve memelerde yangıyı (inflamasyon) tetiklemektedir. Bu etkilere maruz kalan süt sığırlarında sub-klinik mastitis belirtileri görülebilmektedir.
Bu konuda yapılan çalışmalar, meme bezlerine ulaşan toksinlerin tetiklediği yangının doğrudan ya da dolaylı olarak meme sağlığına ve süt üretimine olumsuz etki ettiğini belirtmektedir. Bu sorunlara maruz kalan hayvanlarda;
- Yem (enerji) tüketiminde azalma,
- Süt sentezinde görev alan enzimlerin baskı altına alınarak süt yağı, süt proteini ve süt üretiminde yavaşlama,
- Memelerdeki oksidatif stresin artmasına bağlı sütteki somatik hücre sayısında artış gibi olumsuz etkilerin işkembe asidozu sonucu üretilen toksinlere bağlı ortaya çıkabileceği belirtilmektedir.
BESLENME VE YEMLEME HATALARINA DAYALI MASTİTİSTEN KORUNMA YOLLARI
- Süt sığırlarının rumen asidozuna yakalanmalarını önlemek amacıyla, aç olan hayvanlara sağımda bir defada ve yüksek miktarda kesif yem verilmesinden mutlaka kaçınılması gerekmektedir. Kesif yemler kaba yemlerle karıştırılarak Toplam Karışık Rasyon (TMR) olarak verilmelidir.
- Toplam Karışık Rasyon yapılmayan işletmelerde, kesif yem öğün sayısı artırılarak (3 veya 4 öğünde) işkembe asidozunun ortaya çıkması engellenebilir.
- Toplam Karışık Rasyon yapılmayan işletmelerde, işkembe sağlığını korumak amacıyla sağım öncesi hayvanlara 2-3 kg kuru ot veya saman tükettirildikten sonra kesif yem verilmesi daha uygun olacaktır. Kuru ot veya saman sağımdan sonrada hayvanların önlerinde bir tür sigorta olarak mutlaka bulundurulmalıdır.
- Yeni kesif yeme geçilecekse, hayvanların bu yeni yeme alışabilmeleri için en az 5-7 günlük bir geçiş dönemi mutlaka uygulanmalıdır. Yeni yem miktarı her gün %15-20 oranında artırılarak 5-7 gün sonunda %100 yeni yem tüketimi sağlanmalıdır.
- Rasyon içerisindeki nişastaca zengin yem (kesif yem, flake veya ezme) oranı artırılacaksa, enerjice zenginleştirilmiş bu yeni yemler için de 5-7 günlük bir alıştırma dönemi mutlaka uygulanmalıdır.
- Ketosiz riskini azaltmak amacıyla, kuru dönem veya laktasyonun başlangıcında olan süt sığırlarının ihtiyaç duyduğu enerji, protein, vitamin (E, A ve C vitaminleri) ve mineraller (bakır, çinko), yeterli ve dengeli bir rasyonla sağlamalıdır.
- Gebeliğin hemen öncesinde ve laktasyonun ilk döneminde, süt sığırlarının ketosize maruz kalmamasına özen gösterilmelidir. Bu nedenle, hayvanların vücut kondüsyonuna dikkat edilmeli (3,5 civarında), kuru dönemde aşırı yağlanmaya (4 ve üzeri) veya erken laktasyonda aşırı kilo kaybına (günden 1 kilodan fazla) asla izin verilmemelidir.
- Süt sığırları barınaklarındaki altlık, yemlik, suluk, gezinti alanı, sağım durakları, süt sağım ekipmanları, kesif ve kaba yem depoları, hayvanlarla ilgilenen kişiler temizlik ve hijyen bakımından yeterli olmalı, hastalık yapan mikropların çoğalarak enfeksiyonlara neden olmamaları için temizlik, dezenfeksiyon, aşılama gibi tüm koruyucu tedbirler alınmalıdır.