Sığırlarda Ketosis

Yüksek verimli süt sığırlarında laktasyonun ilk döneminde, bazı sığırlarda ise gebeliğin son haftalarında ortaya çıkan, süt verimi ve üreme gibi fizyolojik olayları olumsuz etkileyen metabolik bir hastalıktır. Yüksek verimli hayvanların neredeyse tamamı ketosis riski altında bulunmaktadır. Ketosis, klinik veya sub-klinik olarak seyredebilmektedir.

 

Ketosisin Oluşumu

Laktasyonun erken dönemindeki süt sığırlarının süt üretmek için ihtiyaç duydukları enerji miktarı, dışarıdan rasyonla aldıkları enerjiden çok daha fazladır. Bu dönemde süt üretimi için glikoza olan ihtiyaçta artmaktadır. Negatif enerji dengesi olarak adlandırılan bu dönemde hayvanlar (özellikle vücut kondisyon puanı 3,5 ve üzeri olanlar), vücudundaki yağları enerji üretmek amacıyla karaciğerde yakmaya başlar. Bu işlem sonucunda, keton maddeleri adı verilen ve birçok doku ve organ tarafından enerji kaynağı olarak kullanılan maddeler açığa çıkar. Ancak birçok süt sığırında keton madde üretimi, keton madde kullanımından daha hızlı olduğu için keton maddeleri kanda birikerek ketosis adı verilen metabolik bir soruna yol açar. Yağların yoğun kullanımı, karaciğerin yağlanmasına ve fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Süt verimi, üreme gibi fizyolojik olaylar ile hayvan sağlığı, ketosisden olumsuz şekilde etkilenebilmektedir.          

 

Ketosisin Belirtileri

Ketosisin şiddetine bağlı olarak süt sığırlarında yem tüketiminde azalma, önce dane yem sonra kaba yem tüketmede isteksizlik, süt veriminde düşüş, yer değiştirmiş abomasum (şirden), kızgınlık ve döl tutma problemleri, nadir durumlarda çevresindeki nesneleri yalama ve çiğneme gibi anormal davranışlar, hareket koordinasyonunu sağlayamama ve asabiyet gibi belirtiler görülebilmektedir. Ketosise maruz kalan hayvanların kan, süt ve idrarındaki keton maddeleri konsantrasyonu normal hayvanlarınkinden daha yüksektir.  

 

Ketosisten Korunma Yolları

    • Yeterli ve dengeli bir besleme rejimi ile süt sığırlarında ketosis riskini azaltmak mümkündür. Gebeliğin son döneminde sığırlar, sıklıkla yağlanma eğiliminde oldukları için hayvanların vücut kondüsyonu dikkatlice izlenmelidir. Bu dönemde, aşırı yağlanma eğilimindeki hayvanların rasyonundaki kaliteli kaba yemlerin (sindirimi yüksek) oranı bir miktar artırılırken, nişastaca zengin yemlerin oranı biraz azaltılabilir.   
    • Ketosis riskini azaltmada dikkat edilmesi gereken konulardan bir diğeri, yem tüketiminin korunması ve artırılmasıdır. Kuru dönemin son 3 haftasında yem tüketiminde ortaya çıkabilecek azalmalara izin vermeyecek şekilde rasyon hazırlanmalıdır. Rasyonlar hayvanların enerji ihtiyacını karşılayacak düzeyde formüle edilmelidir.
    • Doğumla birlikte hayvanlara daha fazla yem ve enerji tüketimi sağlayacak rasyonlar sunulmalıdır. Rasyonlar, yüksek oranda kolay sindirilebilir karbonhidratça (nişasta) zengin yemler yanında işkembe sağlığını ve yem tüketimini destekleyecek oranda da kaba yem içermelidir. Rasyonun NDF oranı genellikle %28-30, nişasta oranı ise %38-41aralığında olmalıdır.     

 

  • Ketosisin önlenmesi amacıyla tavsiye edilen niasin, kalsiyum propiyonat, sodyum propiyonat, propilen glikol ve işkembeden korunmuş kolin gibi yem katkı maddeleri, ketosis riskinin yüksek olduğu dönemlerde (doğumdan 2-3 hafta önce ve/ya doğumdan hemen sonraki haftalar) yemlere ilave edilebilmektedir.